gazeteci,
eğitimci - şair - yazar
Muhsin
İlyas Subaşı
"sivas şarkışla doğumluydum ve elli yıllık edebiyat hayatımda, sivas beni yeni fark ediyordu. kendilerince haklıydılar da, ben çocukluğumda kayseri'ye gelip bu şehirde eğitimimi tamamlamış ve buraya yerleşmiştim. onunla da yetinmemiş, bu şehrin kültürüne katkı sağlayacak birçok şehir kitabını 'kayseri' adına yapmıştım. bu yüzdendir ki, kültür çevresi beni kayserili kabul eder. ben de doğrusunun böyle olduğunu ama bunun doğum yerimin sivas vakıasını değiştirmeyeceğini söyleyerek, 'sultanşehir'de ki bir yazımda da, 'aidiyetim sivas, şehrim kayseri' demiştim. aslında ben bu iki şehrin gönül köprüsü bir isim olmak istiyorum. hiçbir zaman birini diğerinin önüne almayarak, kültürel dinamikleriyle sivas'tan ekonomik dinamikleriyle de
kayseri'den vazgeçmeyi düşünmüyorum"… muhsin ilyas subaşı
yakup kadri bozalioğlu | araştırma
Muhsin İlyas Subaşı; 25.07.1942 Sivas/Şarkışla doğumlu. İlkokulu ilçesi Şarkışla'da Yapıaltı şimdiki adıyla Gümüştepe köyünde, orta ve liseyi de Kayseri İmam-Hatip Okulu'nda okudu. Yükseköğrenimine İzmir'de başladı, 1972'de Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü'nde tamamladı.
Bazı yapıtlarını Selçuk Yurdagül imzası ile kaleme aldı. Sanat çalışmalarına, lise dönemindeki öğrenciliği sırasında yerel gazetelerde sanat sayfaları düzenleyerek başladı. İlk şiiri 1962'de İslâm dergisinde yer aldı. 1963 yılında Orkun, 1965 yılında da Türk Yurdu ve Hareket dergilerinde şiirleri yayımlandı.
1966-1973 yılları arası yüksek öğrenimi sırasında, Kayseri'de yayınlanan yerel gazetelerden Hakimiyet ve Yeni Sabah gazetelerinin yazı işleri müdürlüğünü yaptı. 1973-1995 yılları arası Malatya ve Kayseri'de ki çeşitli liselerde öğretmenlik yaptı. 1979 yılının Haziran ayında Kayseri’de çıkan, 1981 yılına kadar 24 sayı yayımlanan Küçük Dergi’yi kurdu. 1995'de emekli oldu.
1995 sonrası gazetecilik mesleğini edebiyat çalışmalarıyla birlikte sürdürdü. 1995-2002 tarihlerinde Kayseri'de bir dönem bölgesel yayın yapan Elif TV'nin Genel Müdürlüğü'nü, İhlas Haber Ajansı İHA' nın da Bölge Müdürlüğü görevlerini yürüttü.
Şiir, deneme, eleştiri ve inceleme yazılarını; 'Hareket, Türk Yurdu, Hisar, Töre, Millî Kültür, Kültür ve Sanat, Yeni Düşünce, Küçük Dergi, Kayseri, Berceste, Gültepe, Erciyes, Türk Edebiyatı, Buruciye Edebiyat, SomuncuBaba ve Ay Vakti dergilerinde;
siyasî ve aktüel konularda ki yazıları daTercüman, Yeni Devir ve Türkiye gazetelerinde yayımlandı.
Düştüm, Bana Ulaşır ve Merhaba Sevdalılar adlı şiirleri şarkı formunda bestelendi. Nat’ı Şerif adlı şiiri de ilahi tarzında İsmail Ötenkaya, Zekai Tunca ve Mustafa Demirci tarafından bestelendi, TRT repertuvarına alındı. Bazı şiirleri Almanca, İngilizce ve Arapça dillerine çevrilip, yayımlandı.
Muhsin İlyas Subaşı; 1976'da Başbakanlık Basın Yayın Genel Müdürlüğü'nün araştırma dalında Basın Ödülü'ne layık görüldü. 1981'de Kayseri Sanatçılar Derneği Şiir Armağanını aldı. 1984 yılında Başbakanlık Basın Yayın Genel Müdürlüğü'nün ve 1984-1985 tarihlerinde üst üste 2 kez Kayseri Gazeteciler Cemiyeti'nin araştırma dalında Basın Ödülü'nü aldı. 2001'de Güneşe Uçan Kelebek isimli romanı ile yılın romanı dalında Aydınlar Ocağı tarafından ödüle layık görüldü. 2013 yılında da Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği ESKADER tarafından verilen ödüllerinin 6. yılında Toprağın Dili Bir Âşık Veysel Monografisi adlı kitabıyla Monografi Ödülünü aldı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın öneri ve desteğiyle, Kayseri İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Türkiye Yazarlar Birliği Kayseri Şubesi tarafından 60. Sanat ve Edebiyat Yılında Muhsin İlyas Subaşı adına geniş katılımlı bir panel düzenlendi.
1989 yılında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı'nda olmak üzere 1998 yılında Gazi Üniversitesi Kastamonu Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde ve Erciyes Üniversitesi Edebiyat Fakultesi'nde Muhsin İlyas Subaşı hakkında dört tez hazırlandı.
Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Esra Kürüm; Ortak Değerlerimizin Dili Muhsin İlyas Subaşı hayatı, edebi şahsiyeti ve eserleri adıyla hazırladığı doktora tezini 2014 yılında kitap olarak yayınladı.
Oyun, şiir, roman, araştırma / inceleme, biyografi, hikâye, seyahat, konuşma, eleştiri ve tanıtım üzerine kitaplar yayımladı.
Muhsin İlyas Subaşı; Türkiye Yazarlar Birliği ve Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği İLESAM'ın üyesidir.
■'60 yılda dişinden tırnağından artırdığınla alıp okuduğun, kendini yetiştirdiğin eserleri, çocuklarına miras bırakmak yerine, milletinin evlatlarına emanet etmek farklı ve mutluluk verici bir duygudur.' diyen Şair ve Yazar Muhsin İlyas Subaşı, özel kütüphanesini 2018 yılında yeni neslin hizmetine sundu.
-Muhsin İlyas Subaşı Melikgazi Belediyesi'nce adının verildiği kütüphane için yaptığı açıklaması şöyle; 'Hayırlar şehri Kayseri’de benim imkânım buna elverdi. Melikgazi Belediye Başkanı Sayın Dr. Memduh Büyükkılıç'a, bu hizmete öncülük eden Başkan Yardımcısı Mustafa Türkmen'e, kütüphane binasını büyük fedakârlıklarla hazırlayan teknik ekibe şükran borçluyum. Böyle bir bağışta bana serbest tasarruf hakkı veren eşime ve çocuklarıma da minnet duyuyorum. Hukuki miras haklarını, adıma bu şekilde değerlendirmelerinin mutluluğunu paylaşmak güzel bir aile örneği olmalı. 10 Bin dolayında kitaplarımın tamamını hizmete arz ediyorum. Bu, birikimini gelecek nesillere emanet etmenin mutluluğudur. Umarım, faydalı bir hayır kapısı açmış oluruz.'
-Kayseri'nin Melikgazi Belediyesi’nce adının verildiği Muhsin İlyas Subaşı Kütüphanesi şairin yazlığının bulunduğu Erenköy mahallesinde, Talas ile Erciyes bulvarları bağlantısını sağlayan geniş bulvar üzerinde hizmet verecek.
Muhsin İlyas Subaşı; eğitimci, şair ve yazarlık tarafıyla okuduğu, yazdığı, derlediği kitapların tamamını Melikgazi Belediyesi'nin adını verdiği Muhsin İlyas Subaşı Kütüphanesi'ne bağışladığı kitaplar için şöyle dedi; 'Böyle bir bağışta bana serbest tasarruf hakkı veren eşime ve çocuklarıma da minnet duyuyorum.'
Emine Şubaşı Kor'da sosyal paylaşım siteleri üzerinden babası Muhsin İlyas Şubaşı'nın yaptığı bu anlamlı bağış için 20 Aralık 2018 tarihinde şu yorumu yaptı; Sevgili babacığım, senin yıllardır terle ve emekle biriktirdiğin, gençken yiyeceğin ekmek yerine seçtiğin bu kitaplar bilginin tohumu oldu. Onları ilginle suladın, bilgilerinle ışık oldun, okuman ve okutmanla yeşerttin. Şimdi ise senin için, ailemiz için ve toplumumuz için çok kıymetli olan bu rengarenk ormanı yeni tohumlar ekmek isteyen aydınlık zihinlere açtın. Yaptığın fedakarlık ilk duyduğumuz anda gözlerimizi nemlendirse de bu büyük hazineden sadece bizlerin yararlanması bencillik olurdu, bu yüzden bugün de mutluluktan nemlendi gözlerimiz. Adının hep yaşayacak olması hak ettiğin bir gurur ve gururdan bizlerin de pay alıyor olması apayrı bir mutluluk kaynağı. Seni seviyoruz babacığım, yolumuzu hep aydınlatman dileğiyle.